" Mesleğiniz, yaşam pozisyonunuz ne olursa olsun, faaliyetinde bulunduğunuz işte insana dokunuyorsanız, önce bilimsel tanısıyla bir insan olmak gereğinde iletişim ve dayanışma meziyetleri taşımanız gerekir. Sonrasında başarılı olabilmek; önce kendi benliğinizi tanımanız, anlamanız ve kendi kendinizi yönetebilmenizle başlar. Hangi egolarınızı baskın kullandığınızı deneyimleyebilmek, denetleyebilmek zor olan kişisel değişim ve kişisel gelişiminiz ile ancak mümkündür. Alışkanlığınızda, çevrenizdeki insanlara bakışınız, iletişiminiz, kaygı dolu, korku ve endişeyle değil, kişisel davranış sorunlarınızın bilinciyle İhtiyaç, istek ve düşüncelerinizi karşınızdakine incitmeden, tehdit ederek çatışmadan iletme davranış çözüm yollarını belirleyerek benimsemelisiniz. Bireysel bunu başarmanız çok zordur. Neticesiyle siz toplum ruh sağlığını bozan mikrop taşıyan bulaşıcı bir hasta olarak kendinizi kabul edip, kurtuluşunuzun, uzman hekim denetimindeki psikolojik tedaviyle mümkün olacağını görmelisiniz. "
- Özgüvenleri eksiktir.
- Yüksek egoludurlar.
- Zor insandırlar.
- Kendilerini sevmeyi başaramamıştır.
- Kompleksleri vardır. Kendisiyle yüzleşemezler.
- Her zaman başkalarını suçlarlar.
- Sorunlara öfkeyle çözüm üretirler.
- Takıntıları vardır.
- İletişim ve dayanışmada çatışma içerisindedirler.
- Taçlandırdığı geçmişiyle, geleceğine bağımlılık gösterirler.
- Kendilerini olduğu gibi kabul etmezler.
- Olmak istediği kişi kimliğinde, kendilerine yaşam biçimini mecbur ederler.
- Üstündürler, çok bilgili olduğunu sanırlar.
- Herkesin hayranlıkla gıpta ettiği, takdir ettiği, devamlı pohpohlanan ideal insanüstü varlık olduklarını isterler.
- Başkalarının gözünden kendilerine en kıymetli değeri biçerler İnsanların kendisiyle ilgili hep olumlu, keyif verici düşüncelerine bağımlıdırlar. Yoksa keratalar çok üzülürler. Bak! Ağlarlar sonra…
- İş motivasyonun da; ” en süper benim, bunu kabul edin, beni sevin, beni kıskanın, benim gibi olmak isteyin, beni takip edin. Hiç kimse olmayın, tek ben olun. Ben, ben!..” derler ve gerçekten yaşam beslenme ihtiyaçları için bunu sindirim sistemi organı ağız yoluyla yaparlar. Bizlerde işitme duyu organımız kulağımızla ‘’ iki kulak bir dil için’’ deyip, hep dinleriz, az bir şey bile söyleyemeyiz.
- Onlara göre hiç kimse iş bilmez, çalışanlarına da güven duymazlar, devamlı taciz ederler. İşine gelmeyen personeli itibarsızlaştırarak, ayak kaydırmasını severler.
- Eşleri veya sevgilileri onlara göre hep ama hep problemlidir.
- Davranışlarının tümünde; Yaşam kaliteleriyle kendilerini hep ama hep mutlu hissederler. Aptallar!
Sosyal medyanın hızıyla ve alıcıya doğrudan ulaşma aceleciliğiyle duyarlılığımızda insana, topluma, çevreye, temel değerleri ve hatta ülkemizi bile düşünmeden, maalesef zaman, zaman hatalı paylaşımlar gerçekleştiriyoruz. Takip ettiğiniz yüksek egolu yöneticilerin de aynı hatayla bu tür paylaşım katılımına; doğruluğunu ve yanlışlığını, düşünmeden, anlamadan, aynen, hemen, derhal beğenilmesi gerekiyor. Hele bir de tartışma yorum paylaşımlarına ‘’ Haklısınız ‘’ deyip başlayan yalaka sözcüklerle kurulmuş cümleleri yazmazsanız, Vay halinize! Bir de onlar hiçbir zaman sizin paylaşımlarınızı beğenmezler. Hatta görmemezlikten bile gelirler. Mutlu bir gününüzü bile kutlamazlar. Siz kutlarsınız, farkında mısınız?
Berfend BER
